3 Mart 2014 Pazartesi

Felsefeci Prof.Dr. Yasin Ceylan iktidar-cemaat kavgasını değerlendirdi




"İki taraf da oportünist"

"'Yetmez ama evet'çiydim, pişmanım"



ODTÜ Felsefe bölümünden Prof. Dr. Yasin Ceylan, AKP-cemaat kavgasını, “iktidar-güç savaşı” olarak değerlendirirken, “İki taraf da oportünist. Cemaatin rejimin içine sızıp devlet hiyerarşisi dışında kendi hiyerarşisini yaratması gayri ahlakidir, suçtur. Ama buna göz yuman, rıza gösteren iktidar da suçludur. Bu kavganın sonunda cemaat kaybedecek” dedi. Ceylan, davet edildiği bir yurtdışı seyahatinde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’“militan İslamlaştırma” girişimlerinden duyduğu rahatsızlığı aktardığını da anlattı.

Yasin Ceylan, ilahiyat kökenli, teoloji temel ilgi alanlarından biri. EDP, Yeşiller Sol Gelecek Partisi kurucularından. Referandumda, “Yetmez ama evet” demiş. Bugün, “Pişmanım. HSYK’ye bu kadar cemaatin sızacağını, hukuku ele geçireceklerini, bu kadar insana zulmedeceklerini nereden bileyim?”diyor.

Ceylan, bir yıl önce yazdığı bir yazıda, “Gülen cemaatinin kamusal alanda güç mücadelesi, İslam dinine zarar veriyor. Şu anda maddi nesnelere dayanan davaları, her an çökebilir” diyordu. Bugün iktidarı da “AKP dinci bir partidir. 90 yıldır laik bir ülkenin tekrar İslami kültüre dönmesi çok tuhaf bir olaydır” diye eleştiriyor.



Yasin Ceylan ile iktidar-cemaat kavgası üzerine sohbet ettik.

Cemaatle iktidarın, dinsel referansları aynı. Kavga neden kaynaklanıyor?

Kavga iktidar, güç kavgasıdır. Değerler bazında bir kavga değildir. Fethullah Gülen’in ağlamaktan gözleri şişiyor, niye? İnsanları bir yöne yönlendirme misyonun mu var? Hiçbir insanın bu tür görevleri yoktur. İktidarla birlikte geldiler. Birbirlerine yardımcı oldular. Cemaatin insani değerler bazında kabul edilmeyecek tarafı, devletin kurumlarına sızmasıdır.

Bunu iktidar görmüyor muydu?

İktidar görüyordu da, halk görmüyordu. Bu kadar yargıcın, savcının cemaatçi olduğunu bilmiyorduk. Muhalif oldukları bir rejimin içine sızıp güç elde etmeleri, devlet hiyerarşisi dışında kendi hiyerşilerini yaratmaları gayri ahlakidir. Bu bir suçtur. Fakat buna rıza gösteren, göz yuman iktidar da bu suçu işlemiştir. İkisi de oportünist davrandılar.


Ortaya konan yolsuzlukları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ortaya koydukları yolsuzlukların soruşturulması gerekir, suçlular cezalandırılmalı.
Kavgada “paralel devlet, çete, Haşhaşi” suçlamaları dile getiriliyor. Bu üslubu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Suikast kültürü. İslam dünyasında düello gelişmedi, pusu gelişti. Batı’da insan şerefi için ölümü göze alır, bizde pusu kurar arkadan vurur. İslami değerler üzerinden ikisi de birbirini suçluyor. İslami değerler üzerinden bir dayanışma olamaz, yaşananlar bunun fiili ispatıdır. İslami bir iktidar var 12 yıldır, ona yardım eden cemaat var... Birkaç ay önce kasımda, Cumhurbaşkanı ile Edinburg’a gittik. Cumhurbaşkanı’na arz ettim, “İslamlaştırma politikası çok yanlış” dedim. Militan İslamlaştırma politikasından dolayı dindar olanla olmayan arasında saygı kalmadı. “Türkiye’deki İslamlaştırma nereye kadar gidecek” diye sordum. Cumhurbaşkanı, “Öyle olamaz” dedi. Başörtülü öğretmeni tamam anladık, kara çarşaflı öğretmene ne diyeceğiz? Sağ olsun dinledi.

Başbakan’a da Fethullah Gülen’e de kayıtsız şartsız bağlı olan, itaat edenler var. Başbakan’ı kefenle karşılıyorlar. Bu görüntüleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bir lidere ölesiye bağlı olmak, o kişinin intiharıdır. İnsanlar prensiplere bağlanır, kişilere değil. Cemaat liderine bakıyoruz. Evine ateş düşsün, bedduası nedir? Bir dine inanmayan, bir agnostikin böyle bir şey yapması ayıpken seninki yüz kere ayıp. İktidarla cemaatin “altın nesil”i de “dindar nesil”i de tuzaktır.“Gelecek nesiller bize benzesin” diyorlar. Gençleri kimsenin yönlendirme misyonu yoktur.

İktidar-cemaat kavgasında nasıl bir yerde durmak gerekir?

İktidar sandıkla geldi, sandıkla gidebilirler. Bunlar neyle geldi, neyle gidecek? Sızma politikasıyla gelmişler, gidişleri de dramatik oluyor. Yüzlerce polis, hâkim -hepsi suçlu mudur - yerleri değişiyor.

Bu süreç yerel seçimleri, Cumhurbaşkanlığı seçimlerini nasıl etkiler?

Cemaatin seçimlerde fazla etkin olacağını tahmin etmiyorum. “Cumhurbaşkanı aday olmayacağım”demedi Başbakan, aday olabilir. Gül partinin kuruculardan, en eskilerden, bu pozisyonundan vazgeçmeyebilir. AKP’de onu kenara itme gibi bir şey vardı, çok ayıptı. Dini anlayıştaki vefasızlıkları görüyoruz.

Cemaat yerel seçimlerde CHP’yi destekler mi?

İstedikleri partiye oy vermekti eskiden durum, Nurcuların başlangıcı odur. Gülen bir röportajında “Ben Nurcu değilim” dedi. Cemaate dahil olmayan, siyasetle uğraşmayan Nurcular var. Nur hareketi siyasi değildir, gönül hareketidir diye ayıpladılar cemaati.

Bu kavganın sonu ne olacak?

Cemaat mağlup olacak. AB’de desteklediler Erdoğan’ı. Fazla güvendikleri için değil, meşru bir hükümet olduğu için.
-----------------------------------------------
!6 Şubat 2014 tarihinde Cumhuriyet gazetesinde yayımlandı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder